Çekici aromasıyla içine katıldığı hemen her tarifi lezzet şölenine çeviren kakule, bu yönüyle giderek daha çok talep görüyor. Peki, siz kakule hakkında neler biliyorsunuz?
Dünya, her anlamda çeşitliliğin olduğu bir yer ve farklı farklı pek çok kültüre ev sahipliği yapıyor. Globalleşme sayesinde ise artık dünyanın her yerinden insanlar birbirinden haberdar olabiliyor. Böylece iç içe geçen kültürler çok daha zengin hale geliyor. Bu zenginleşmeden elbette ki ülkelerin mutfakları da payına düşeni alıyor ve bunun sonucunda yepyeni lezzetler keşfediliyor. Söz konusu lezzetlerden bir tanesi de Asya’nın meşhur baharatı kakule!
Damak çatlatan lezzeti ve etkileyici kokusu ile kakule, ulaştığı her noktada beğeniyle kabul görüyor. Üstelik bu baharat, sağladığı faydalarla da takdir topluyor. Son zamanların gözde lezzetleri arasına adını yazdırmayı başaran kakuleyi, bir kez tadan bir daha vazgeçemiyor. Siz de kakulenin tadını merak ediyor fakat öncesinde bu bitki hakkında detaylı bilgiye ihtiyaç duyuyorsanız, bu yazıyı okumaya devam edin!
Kakule; Asya topraklarına ait, ortalama dört ya da beş metre uzunluğunda geniş yeşil yaprakları olan yabani bir bitki türü olarak tanınıyor. Botanik bilimciler, zencefilgiller familyasının elettaria ve amomum türlerinin tümünü “kakule” olarak adlandırıyor. Latincesi Elettaria Cardamomum olarak bilinen kakulenin adı, gündelik telaffuzda genellikle yetiştiği yerin ismiyle anılıyor. Kakule, meyveleri olan bir bitki ve bu da onu “kakule ağacı” olarak düşünenlerin sayısını artırıyor. Fakat bu doğru bir bilgi değil… Kakule meyvesi oldukça küçük boyutlu, sarımsı yeşil ve kirli beyaz renklerde görülüyor ve her biri bol miktarda tohum içeriyor. Kızıl-kahve tonlardaki bu tohumlar, keskin kokusu ve baskın aromasıyla öne çıkıyor.
Kakule bitkisinin sıcak iklim koşullarını sevdiği biliniyor. Bundan dolayı bitki, özellikle de Güneydoğu Asya iklimine rahatça uyum sağlayabiliyor. Çoğunlukla Batı ve Güney Hindistan’da yetiştirilen kakule, genellikle bataklık ormanlarda yabani bir bitki olarak boy veriyor. Asya topraklarında üretildikten sonra diğer ülkelere ithal edilen kakule, hoş aroması ve yüksek besin değeri ile dünya çapında giderek daha da popülerleşiyor. Öyle ki Sri Lanka, Vietnam ve Nepal gibi bazı ülkelerde misafirlere kakule çayı ikram etmek, çoktan bir gelenek halini almış durumda!
İhtiyaca göre taze ya da kurutulmuş olarak kullanılabilen kakulenin, birden fazla kullanım şekli ve alanı bulunuyor. Kakulenin en sık kullanılan bölümü ise meyvesinin içerisindeki tohumlar oluyor. Fakat bu durum sizi kakule yaprağının hiçbir etkisi olmadığı yanılgısına düşürmesin! Bu yapraklardan elde edilen kakule yağından, bakım ürünleri içeriklerinde ve farmakoloji alanında sıklıkla faydalanılıyor. Peki, kakule nasıl kullanılıyor? Aslında bunun için pek çok farklı seçenek mevcut. Meyveler doğrudan toplandığı haliyle kurutularak, kullanıma hazır hale getirilebiliyor. Bunun dışında, meyveden ayıklanan tohumlar tek başına da tercih edilebiliyor. Ayrıca bu tohumların öğütülmesi ile kakule tozu elde etmek de mümkün.
Kakulenin kullanım formu gibi tüketim şekli de tercihe göre çeşitlilik gösteriyor. Kurutulmuş meyve halindeki kakule, suda demlenerek bitki çayı olarak içilebiliyor. Bunun yanı sıra “kakule kahve” de çok sevilen içecekler arasında yer alıyor. Bunun için toz haline getirilen kakule, herhangi bir kahve çeşidiyle harmanlanıyor. Böylece birbirine karışan kahve ve kakule aroması damakta hoş bir lezzet bırakıyor. Toz haldeki kakule, baharat olarak yemeklere ve tatlılara eklendiğinde baskın aromasıyla lezzeti ikiye katlıyor. Ayrıca kakuleyi yoğurdun içine karıştırarak tüketenlerin sayısı da bir hayli fazla!
Tohum formundaki kakule, tıpkı susam ya da çörek otu gibi yemekleri lezzetlendirmek için kullanılabiliyor. Fakat daha ilginç bir kullanım şekli var ki, bu da Hindistan’daki insanların kakuleyi çiğnemesi... Bu gelenek, aslında Anadolu’daki karanfil çiğneme yöntemini de anımsatıyor. Fakat kakuleyi çiğnemek için öncelikle birkaç işlemden geçirmek gerekiyor. İlk adım olarak kakule tohumları kaynar suyun içine bırakılıyor. Su içerisinde bekletilen tohumlar, 15 dakika sonra sudan alınıyor ve bir çay kaşığı bal ile karıştırılıyor. Ardından çiğnenen kakule tohumlarının baskın kokusu, ağız içine yayılıyor.
Kakuleye olan talebin giderek artmasıyla birlikte farklı formlardaki kakulelere ulaşmak da kolaylaşmış durumda. Aktarlarda, market raflarında ya da online satış noktalarında istenilen formdaki kakuleyi bulabilmek mümkün. Kakuleye ulaşmak kolay olsa da tüm bitkisel gıdalarda olduğu gibi, aşırı kullanımından kaçınmaya da dikkat edilmeli. Ayrıca kronik bir hastalığınız ya da düzenli kullandığınız bir ilaç varsa, bitkiyi kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız gerekiyor.
Balparmak, Apitera serisini yepyeni formüllerle geliştirmeye ve çeşitlendirmeye devam ediyor! Sayısız faydaya sahip bal ve propolis, bu seri içerisinde farklı ihtiyaçlara cevap veren değerli besin maddeleriyle buluşuyor. Apitera serisinin yeni üyesi olan Apitera Gest rezene, zencefil, tıbbi nane ve kekik gibi sindirim sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi bulunan besin maddelerini içeriyor. Ve elbette ki kakulenin bu yöndeki etkisi de göz ardı edilmiyor. Apitera Gest’in içeriğinde, bu aromatik ve faydalı besin de yerini alıyor.
Kakuleyi denemek için lezzetli bir alternatif arıyorsanız, siz de hemen Apitera Gest ile tanışmalısınız!
menü
