Çok yönlü kullanımı ile hemen her yerde karşımıza çıkan ısırgan otu, mutfaklarımızdan kozmetik ürünlerimize kadar hayatımızın pek çok alanına dahil oluyor. Peki, mucizevi özellikleri ve muhteşem tadıyla yüzyıllardır kullanılmakta olan ısırgan otunu siz ne kadar tanıyorsunuz?
Daha önce ısırgan otuna çıplak elle dokunduysanız, onu acı bir tecrübe ile yakından tanıma ihtimaliniz olmuş demektir. Neredeyse tamamı iğnemsi tüylerle kaplı olan ısırgan otunun, en ufak temasta dahi deriyi tahriş edecek güce sahip olduğu biliniyor. Eğer “Isırgan otunun adı nereden geliyor?” diyorsanız, cevabının alenen ortada olduğunu görebilirsiniz! Bitkinin temas halinde tahrişe, şişmeye ve kızarıklığa neden olmasının tabii ki bilimsel bir açıklaması var. Yapılan araştırmalar, ısırgan otunun tüylerinde kimyasal bir karışım bulunduğunu ortaya koyuyor. Bu karışım ise küçük bir dokunuşta bile cildin tahriş olmasına yol açıyor.
Tüylü yapısına rağmen son derece hassas bir bitki olan ısırgan otu, pek çok olumlu etkiye sahip olmasıyla geçmişten günümüze kadar çeşitli alternatif tedavilerde kendine yer buluyor. Bu bitki sadece insan vücuduna sağladığı katkılarıyla değil, hafif mayhoş ve acımsı tadıyla da ilgi çekiyor. O halde ısırgan otunu çok daha yakından tanımaya, bitkinin kullanım alanlarını keşfetmeye ve etkileri hakkında bilgi sahibi olma zamanı! İşte, ısırgan otu hakkında bilmeniz gerekenler:
Isırgan otu, ısırgangiller familyasının bir üyesi olarak karşımıza çıkıyor. Latince adı “Urtica” olan ve “yakmak” anlamına gelen bu ot, çiçek açan otsu bitkiler arasında yer alıyor. Yüzyıllardır birçok farklı toplumda çeşitli amaçlarla değerlendirilen ısırgan otunun özellikle Eski Roma’da en çok kullanılan otlardan biri olduğu biliniyor. Yapılan tarihsel araştırmalar, kış aylarında Romalı askerlerin kendilerini sıcak tutmak için vücutlarını ısırgan otuyla sardıklarını ve romatizma ağrılarından bu ot ile kurtulduklarını ortaya koyuyor.
Isırgan otu mutfakta birçok farklı şekilde tüketilebiliyor. Yüksek bir besin değerine sahip olan bu ot, piştiğinde bile bu içeriğini yüksek oranda koruyabiliyor. Bu sayede ısırgan otunun yemeği ve çorbası, otun etkilerinden yararlanmak isteyenlerin sofralarında yer alıyor. Kişilerin damak zevkine göre çeşitli tariflerde kullanılan ısırgan otu, hamur işlerine de fazlasıyla yakışıyor. Börek ve pide gibi lezzetlerde tercih edilen bu bitki, salatalara da farklı bir aroma katıyor.
Isırgan otu ülkemizde neredeyse her noktada yetişiyor. Ancak bu bitkinin anavatanının Akdeniz Bölgesi olduğunu söyleyebiliriz. Nemli ve sıcak bölgeleri seven ısırgan otu için toprak türü fark etmiyor. Mayıs ayının sonlarına doğru çiçek açan bu yabani bitki, yaz mevsiminde toplanarak kullanıma hazır hale getiriliyor.
Isırgan otu, eşsiz tadının yanı sıra olumlu etkileri ile pek çok farklı kullanım alanına sahip. Bu özel bitkini kullanım alanları şu başlıklar altında toplanıyor:
Isırgan otu farklı kültürlere göre değişik tariflerde kendine yer buluyor. Yaygın olarak yemeği yapılan bu ot, pirinçli ve etli gibi çeşitlerle sofralara geliyor. Soğuk kış günlerinde birçok kişi ısırgan otunu çorba olarak veya çay olarak tüketiyor. Bununla birlikte taze olarak salatalarda kullanılan ısırgan otu, aynı zamanda böreklerin iç harcında da fazlasıyla tercih ediliyor.
Şampuan ve saç serumlarının içeriğinde kullanılan ısırgan otu, saç dökülmesi sorunu yaşayan kişilerin gözle görülür sonuçlar almasına olanak tanıyor. Günümüzde artık pek çok yerde ısırgan otlu şampuan ve sabunun satışı yapılıyor.
Isırgan otunun içeriğindeki mineral çeşitleri, onu etkili bir organik gübre haline getiriyor. Özellikle son yıllarda organik bitki yetiştiriciliğinde kullanılan ısırgan otunun toprak kalitesini olumlu yönde etkilediği gözlemleniyor.
● Portakala göre 6 kat daha fazla C vitamini içeren ısırgan otu, C vitaminin olumlu etkilerinden yararlanmayı mümkün kılıyor.
● 100 gramında yaklaşık 3 gram protein barındıran bu ot, vegan ve vejetaryenler için ideal bir protein kaynağı oluyor.
● Demir bakımından da güçlü bir içeriğe sahip olan ısırgan otu, insan vücudunun günlük demir ihtiyacını 1.64 miligram oranında karşılıyor.
● Vücut için gerekli antioksidan özelliklere sahip flavonoidleri barındıran ısırgan otu, vücudu
Isırgan otunun yaprakları glikozit, formik asit, flavonoidler, potasyum, sekretin, kalsiyum, demir, fosfor, magnezyum ve A, B, C, K vitaminlerini içeriyor. Isırgan otunun tohumlarında ise sabit yağlar, proteinler, musilaj, karotinoid, ve klorofil bulunuyor.
100 gram, yani yaklaşık bir porsiyon ısırgan otunda ortalama 42 kalori bulunuyor. Son derece zengin bir içeriğe sahip olan ısırgan otunun besin değeri ise şu şekilde:
Isırgan otu tüketiminde belirtilen herhangi bir sınırlama olmadığı gibi bu bitkinin çok fazla tüketilmesi de önerilmiyor. Isırgan otunun olumlu etkilerinden yararlanabilmek için bilinçli bir şekilde tüketilmesi son derece önemli. Bununla birlikte hassas bir bünyeye sahip olan kişilerin, emziren annelerin ya da kronik hastalığı olan bireylerin ısırgan otu tüketimi için önce hekimlere danışmaları tavsiye ediliyor. Günde iki fincana kadar ısırgan otu çayı içmenin ya da bir porsiyon ısırgan otu yemeği yemenin, günlük tüketim açısından yeterli olacağı belirtiliyor.
Isırgan otuyla yapacağınız mis gibi çayınıza Balparmak doğal bal çeşitlerini ilave ederek içeceğinize yumuşacık bir dokunuş yapabilirsiniz!
Sorumluluk Reddi Beyanı: Bu sayfada yer alan bilgiler, çeşitli bilimsel kaynaklardan derlenmiş olup hiçbir şekilde sağlık tavsiyesi yerine geçmemelidir. Isırgan otu ve ısırgan otu içeren ürünleri herhangi bir amaçla kullanmaya başlamadan önce, bu besinin sizin için uygun olup olmadığını ve hedeflediğiniz etkiyi sağlayıp sağlayamayacağını mutlaka hekiminizden öğrenmelisiniz.
Isırgan otuyla yapacağınız mis gibi çayınıza Balparmak doğal bal çeşitlerini ilave ederek içeceğinize yumuşacık bir dokunuş yapabilirsiniz!
Sorumluluk Reddi Beyanı: Bu sayfada yer alan bilgiler, çeşitli bilimsel kaynaklardan derlenmiş olup hiçbir şekilde sağlık tavsiyesi yerine geçmemelidir. Isırgan otu ve ısırgan otu içeren ürünleri herhangi bir amaçla kullanmaya başlamadan önce, bu besinin sizin için uygun olup olmadığını ve hedeflediğiniz etkiyi sağlayıp sağlayamayacağını mutlaka hekiminizden öğrenmelisiniz.
menü
