Anadolu’nun zengin mutfağı içerisinde baharatlar, yöre fark etmeksizin tariflerdeki yerini alarak sofraları şenlendiriyor. Biberiye de bu şahane baharatlardan biri olarak kendisine duyulan ilginin karşılığını fazlasıyla veriyor!
Yemeklere lezzet kazandıran ve bu yönüyle sıklıkla tercih edilen biberiye, neredeyse herkesin aşina olduğu bir baharat türü. Üstelik bu bitki, sadece baharat olarak değil farklı formlarda ve farklı kullanım alanlarında da harikalar yaratıyor. Ancak bunu bilenlerin sayısı maalesef aynı düzeyde yaygın değil… Eğer siz de henüz biberiyeyi yakından tanımıyorsanız, bu yazıyı mutlaka okumalısınız!
Biberiye, her ne kadar kurutulmuş baharat haliyle biliniyor olsa da aslında iğneye benzer dar yapraklara sahip yeşil bir çalı türü. Bu bitkinin boyu en gelişkin döneminde bir ila iki metre arasında olabiliyor. Ayrıca biberiye, sahip olduğu yeşil rengi her mevsim koruyabiliyor. Biberiye bitkisinin mavi-eflatun renkli çiçekleri bulunuyor. Fakat bitkinin baskın kokusu çiçeklerinden değil, yapraklarından yayılıyor. Latince adı Rosmarinus Officinalis olan biberiye, ballıbabagiller familyasında yer alıyor. Rosmarinus, Latin dilinde “denizin çiği” anlamına geliyor. Bu sebeple de botanik bilimciler, deniz kıyısını çok seven biberiyeye bu ismi veriyor. Bitkinin Türkçede yaygın bilinen adı biberiye olmakla birlikte, bazı yörelerde “kuş dili otu” olarak da adlandırılıyor.
Akdeniz iklimi koşullarında yetişen bir bitki türü olan biberiye, Türkiye’nin güney kesiminde yetişiyor. Bununla birlikte bitki, Akdeniz iklimini yaşayan diğer ülkelerde de yaygın şekilde üretiliyor. Biberiyenin yılın her zamanı yeşil kalması da üreticiler için büyük şans yaratıyor.
Biberiyeyi yetiştirmek kadar onu en verimli şekilde kullanılabilecek hale getirmek de üreticiler için oldukça önemli. Biçim zamanı geldiğinde taze haldeyken hasat edilen biberiye yaprağı ve çiçekleri, sonrasında belli başlı işlemlerden geçirilerek kullanıma uygun hale getiriliyor. Elbette ki bitkinin gıda olarak tüketilmesi için bu bir şart değil. Biberiye yaprakları taze halde de gıda olarak tüketime uygun oluyor.
Yemeklerde tat verici bir baharat olarak kullanılan toz biberiye, sofralara ulaşana kadar belli başlı birkaç işlemden geçiyor. Bunun için ilk olarak yaş halde toplanan biberiyeler, uygun koşullarda kurutuluyor. Bu noktada bitkilerin maruz kaldığı sıcaklığın 40 C° dereceyi geçmemesine bilhassa özen gösteriliyor. Çünkü bundan daha yüksek bir sıcaklıkta, biberiyenin içeriğindeki uçucu yağın oranı ve besin değerleri önemli ölçüde düşüyor.
Biberiye, yalnızca gıda alanında değil farklı pek çok alanda yaygın olarak talep görüyor. Bunun için ise genellikle biberiyenin çiçeğinden ve yaprağından elde edilen bitkisel sular, esanslar ve yağlar tercih ediliyor. Sıvı haldeki biberiye ürünlerinin üretimi için buharlı damıtma yöntemi kullanılıyor. Daha çok uçucu bileşenler barındıran maddelerin damıtılmasında kullanılan bu yöntem, biberiyenin içeriğindeki uçucu bileşenlerin de korunmasını sağlıyor.
Biberiye, hoş aroması ve sahip olduğu etkin bileşenler sebebiyle pek çok farklı alanda kullanılabiliyor. Bunların başında ise besin maddesi olarak tüketimi geliyor. Taze ya da kuru haldeki biberiye, tat verici olarak yemeklere katılabildiği gibi demlenerek çay şeklinde de tüketilebiliyor. Peki, sıvı formdaki biberiye nasıl kullanılır? Bunun da pek çok cevabı bulunuyor. Kozmetik ve parfüm sektörü, biberiye yağının aktif kullanım alanlarını oluşturuyor. Biberiyeden üretilen esansiyel yağ, ferah kokularıyla öne çıkan yeşil-otsu notalı parfümlerin içeriğinde tercih ediliyor. Ayrıca yine bu yağ, yatıştırıcı ve nemlendirici özelliğiyle cilt bakım ürünlerinin içeriğinde de yerini alıyor. Aromaterapi alanında da yoğun talep gören biberiye, bu alanda yağ ya da hidrosol (bitkisel su) formuyla sıkça kullanılıyor.
Biberiyenin esans üretmek için kullanılan çiçekleri önemli miktarda uçucu yağ içeriyor. Kafur, borneol ve sineol bileşenlerinden oluşan bu yağın bilimsel kaynaklarda antienflamatuar özellik taşıdığı aktarılıyor. Biberiyenin sıkça tüketilen yaprak kısmı ise içeriğinde A vitamini, C vitamini, B1 vitamini, B6 vitamini ve B9 vitamini barındırıyor. Bunun yanı sıra bu bitkinin kalsiyum, magnezyum, manganez ve demir açısından da zengin olduğu biliniyor. Aynı zamanda güçlü bir antioksidan kaynağı olduğu bilinen biberiye, serbest radikallerin karşısında da güçlü bir savaşçı oluyor.
Taze biberiye, et marinasyonunda kullanıldığında yemeğe nefis bir aroma kazandırmakla birlikte, bol yeşillikli salatalarda da aynı etkiyi gösteriyor. Bununla birlikte birkaç dal taze biberiyeden yapılan biberiye çayı, lezzetli ve faydalı bir sıcak içecek alternatifi oluyor. Bunun gibi yine kuru biberiye de çorbalara ve yemeklere tat verici olarak eklenebiliyor. Ayrıca bitki, zeytin ve zeytinyağıyla da oldukça uyumlu bir lezzet yakalıyor.
Pek çok farklı formu bulunan biberiye ürünlerini ihtiyacınız olan formuna göre farklı yerlerde bulmak mümkün. Taze biberiye, genellikle çoğu marketin sebze reyonlarındaki taze baharatlar kısmında rahatlıkla bulunabiliyor. Aynı zamanda kuru biberiye de yine marketlerden ya da aktarlardan edinilebiliyor. Eğer aradığınız, biberiye yağı ya da hidrosolüyse, bunun için genellikle aromaterapi ürünlerinin satıldığı mağazalara bakmanız gerekiyor.
Balparmak Apitera serisinde yer alan Apitera Mind, serinin diğer tüm ürünleri gibi gücünü arı ürünleri ve değerli bitkilerin birleşiminden alıyor. Yüzyıllardır kullanılagelen değerli bitkileri özenle araştıran Balparmak, Apitera Mind ile oldukça iddialı bir formül sunuyor. Üstelik bu karışıma eklenen bal ve propolis ile enerji ve besin değerleri daha da zenginleşiyor. Apitera Mind’ın içeriğindeki her bir besin maddesi hedefe yönelik özellik taşıyor. Bunlar arasında ginkgo biloba yaprağı ekstresi, yaban mersini tozu, nar suyu konsantresi, zerdeçal ve tarçın ile birlikte biberiye de bulunuyor. Tüm bu zengin içerikli besin maddelerine eklenen bal ve propolis ise içeriğe daha da değer katıyor.
Antik Dönem’den bu yana faydaları bilinen biberiyenin eşlik ettiği Apitera Mind ile her gün sizin gününüz olacak!
menü
