Arıların eşsiz canlılar olduğuna inanmak için hala geçerli bir sebep bulamadıysanız; arı ekmeğini henüz duymamış olmalısınız!
Arılar, antik yıllardan beri gerek yaşam ve çalışma şekilleri gerekse de ürettikleri ürünlerle insanoğlunun ilgisini çekmeye devam ediyor. 19’uncu yüzyılda Albert Einstein, Karl von Frisch ve Nikola Tesla gibi iz bırakan bilim insanlarının merceğine giren bu canlılar, bugün modern bilimin de başlıca odak noktalarından birini oluşturuyor. Ve arılar, kendileriyle ilgili her yeni keşifte bu ilgiyi fazlasıyla hak ettiklerini bir kez daha kanıtlıyor! Bu keşiflerden biri de mucize niteliğindeki arı ekmeği…
Arı ekmeği, bir diğer adıyla perga; işçi arıların çiçeklerden topladığı polenleri çeşitli işlemler ile fermente ederek ürettiği bir arı ürünü. Kraliçe arı, işçi arılar ve yavru arıların temel gıda maddesi olan bu ürün, arılar tarafından petek gözlerinde depolanıyor. Pupadan yeni çıkan yavru arıların ilk besinini oluşturan arı ekmeği, bu özelliği sebebiyle “bebek arı maması” olarak da isimlendirilebiliyor. Ayrıca uzmanlar, antik kaynaklarda emsalsiz faydaları sebebiyle “ambrosia” (tanrıların besini) olarak bahsedilen gıdanın da arı ekmeği olduğunu düşünüyor!
Arı ekmeği, pek çok şaşırtıcı özelliğinin yanı sıra yalnızca arılar tarafından üretilebilen bir madde olmasıyla da dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Öyle ki mucizevi denilebilecek düzeyde güçlü bir içeriğe ve dolayısıyla eşsiz faydalara sahip olan bu arı ürünü, hiçbir doğal ya da yapay gıdaya benzemiyor. Bununla birlikte, yapay sentezleme yöntemleriyle ve çeşitli karışımlarla arı ekmeği içeriğinin taklit edilmek istendiği; fakat şimdiye dek başarılı olunamadığı da biliniyor. Yapay arı ekmeği üretimine dair çalışmalar halihazırda sürdürülüyor olsa da henüz tamamlanmış değil. Arı ekmeği üretimine ilişkin tüm süreç biliniyor fakat bu ürünün tarifi, şimdilik sadece arıların bildiği bir sır olarak kalmaya devam ediyor! Peki, arıların tarafında süreç nasıl mı ilerliyor?
Kolonilerine besin sağlamakla yükümlü olan işçi arılar, çiçek çiçek gezerek topladıkları polenleri arka bacaklarındaki polen sepetçiğinde depolar.
Kovana ulaşan işçi arılar; diğer arıların yardımıyla petek gözlerinin yaklaşık üçte ikisini işlenmiş polenle, kalan kısmına ise bal ilave edilerek petek kapatılır. Bu işleme “paketleme” adı verilir.
Paketlenen işlenmiş polenler; petek gözlerinde bekledikleri süreçte doğal olarak fermantasyona maruz kalır. Bu sayede söz konusu karışım, arı ekmeğine dönüşür.
Arılar, arı ekmeği üretimi için gereken fermantasyon sürecini başlatabilmek adına 200’ü aşkın mikroorganizmadan yardım alıyor. Bunlara ek olarak çiçek polenlerinin içeriğindeki çeşitli vitaminler [provitamin A (karoten), B grubu vitaminleri, C, D, E, F, K, P (rutin) vitaminleri], mineraller (özellikle potasyum ve demir) ve yüksek kaliteli proteinler de arı ekmeğini oluşturan bileşenler arasında yer alıyor. Ayrıca çeşitli karbonhidratlar, tüm temel aminoasitler, uçucu yağlar, enzimler, pigmentler, oligo-elementler ve daha pek çok aktif bileşen bu arı ürününün temel taşlarını oluşturuyor.
Editörün Notu: 100 gram arı ekmeğinin içeriğinde 13 miligram P vitamini (rutin) bulunduğu biliniyor. Arı ekmeği dışında hiçbir doğal gıda, bu denli yüksek dozda P vitamini içermiyor!
Arı ekmeği hakkındaki bilgilerin belki de en şaşırtıcı olanını duymaya hazır mısınız? Çok sayıda ve her biri birbirinden güçlü aktif bileşenlere sahip olan bu arı ürününün, insan vücudunun günlük ihtiyaç duyduğu tüm besinleri aynı anda içeren bir doğal gıda olduğu biliniyor! Bu bilgi doğrultusunda arı ekmeğinin faydalarının da fazlasıyla geniş kapsamlı olabileceği anlaşılıyor.
Kendi başına dahi insan beslenmesi için oldukça değerli bir gıda olan polen, arı ekmeğine dönüşürken çeşitli mikroorganizmalarla fermente oluyor. Böylece arı ekmeği, polene göre ortalama üç kat daha fazla biyoaktif özellik kazanıyor. Üstelik arı ekmeğinin insan vücudundaki sindirilme oranının polenden daha yüksek olduğu da biliniyor. Peki, arı ekmeği nasıl tüketiliyor?
Minik granüller halindeki arı ekmekleri, kuru haliyle ağızda eritilmek suretiyle tüketilebiliyor. Bu tüketim şeklinin ideal zamanlaması olarak yemeklerden yarım saat öncesi öneriliyor. Böylece arı ekmeğinin içeriğindeki bileşenler, ağız mukozasında dahi emilebiliyor. Bununla birlikte, 1 kilogram bal ile 60 gram ufalanmış arı ekmeği kullanılarak da doğal bir takviye edici gıda hazırlanabiliyor. Bu iki seçenek arasından ballı karışımı tercih ediyorsanız, bunun için 100’ü aşkın parametre ile analiz edilerek doğallığı tescillenen Balparmak bal çeşitlerini gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz!
menü
